COVID-19 ENFEKSİYONU ve YENİDOĞAN BEBEKLER
Çin’den tüm dünyaya yayılan yeni tip Coronavirus’un (SARS-CoV2) neden olduğu COVID-19 enfeksiyonu yaklaşık 4 ay içinde tüm dünyada 3 milyondan fazla insanı etkileyerek ve 200 binden fazla insanın ölümüne neden olarak bugüne dek insanlığın maruz kaldığı en büyük tehditlerden birisi olmuştur. Coronavirus tüm yaş gruplarındaki bireyleri enfekte etmekle birlikte gerek bulaşma ve yayılma hızı, gerekse de ölümcül olma özelliği açısından yaşlı ve/veya kronik hastalığı bulunan erişkin bireyleri daha fazla etkilemektedir. Ancak az da olsa gebeleri, yenidoğanları ve çocukları da etkilediği bilinmektedir.
Yenidoğanlar; bağışıklık sistemlerinin yeterince gelişmemiş olması, henüz bilimsel olarak kanıtlanmamış olsa da anneden bebeğe dikey geçiş olasılığı, vajinal doğumlarda gaita ve idrar aracılığıyla temas olasılığı ve asemptomatik enfekte anneyle doğumdan sonra yakın temas nedeniyle yüksek risk grubundadırlar.
Klinik Bulgular:
Enfeksiyonun inkübasyon süresi minimum 1, maksimum 14 gün olmakla birlikte ortalama 3-7 gündür. Temel bulaş yolu damlacık aracılı ve yakın temasladır. Yenidoğan enfeksiyonu sinsi başlayabilir. Prematüreler başta olmak üzere, yenidoğanlara ait özel bir klinik bulgu bulunmamaktadır. Yaşamsal bulgularda değişiklikler (vücut ısısında düzensizlikler, solunum ve nabız sayılarında artış), solunum sıkıntısı (hırıltı, burun kanadı solunumu, solunum durması, öksürük), sindirim sistemi bulguları (kusma, ishal, karında şişkinlik) ve uykuya meyil gözlenebilir. Bebeğin vücut ısısı yüksek, düşük veya normal olabilir.
Vaka Tanımları:
Yenidoğan dönemindeki vaka tanımları şöyledir:
Şüpheli vaka:
Doğumdan 14 gün önce ve doğumdan sonraki 28 günlük dönemde COVID-19 ile enfeksiyon öyküsü olan anneden doğan bebek ya da
Ailede, bebeğe bakım verenlerde, ziyaretçilerde, bebeğe bakan hastane personelinde COVID19 enfeksiyonu varsa yenidoğan bebek semptom varlığından bağımsız olarak şüpheli vakadır.
Kesin vaka: Solunum yolu veya kan örneğinde COVID-19 PCR testi pozitifliği varsa kesin vakadır.
Laboratuvar Testleri ve Görüntüleme:
Yenidoğan bebeğin laboratuar test bulguları genellikle hastalığa özgül değildir. Hastalarda beyaz kan hücresi sayısı normal veya düşük olabileceği gibi, beyaz kan hücrelerinin bir alt grubu olan lenfosit sayısı da düşük olabilir. Diğer bulgular arasında hafif pıhtılaşma bozukluğu, karaciğer ve kas enzim düzeylerinde yükseklik, kan elektrolit seviyelerinde bozulma yer alabilir. Virüs üst veya alt solunum yolu salgılarından, kandan veya dışkıdan izole edilebilir. Akciğer radyografisi, akciğer ultrasonografisi veya akciğer tomografisinde pnömoni (zatürre) belirtileri gözlenir. Karın grafisinde belirgin bir özellik saptanmaz.
Doğum Süreci ve Doğum Sonrası İzlem:
Bu süreçte akla gelen en önemli sorulardan birisi şüpheli veya kesin enfekte bir annenin doğumunun nasıl gerçekleşeceği ve bebeğine doğumdan sonra neler yapılacağıdır. Doğum; kadın doğum uzmanı ve çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı/neonatoloji uzmanı işbirliğiyle önceden yeri ve zamanı planlanacak şekilde izolasyon şartlarını sağlayan bir odada veya ameliyathanede, mümkün olan en az sayıda ve tam kişisel koruyucu ekipman (KKE) giyinmiş sağlık personeliyle gerçekleştirilmelidir. Doğum sürecinde perinatal geçişi azaltmak için göbek kordonu hemen klemplenmeli ve anne bebek temas ettirilmemelidir. Vajinal doğumlar sırasında bebeğin, annenin idrar ve gaitasının temasıyla ve semptomatik annenin solunum yolu salgılarına maruziyetiyle bulaş olabilir. Doğum sonrası bebeğin genel durumu uygunsa yıkanır ve ardından Hepatit B aşısı ve K vitamini enjeksiyonları uygulanır. Bebeğin genel durumu iyi olsa bile, diğer bebeklerden ayrı bir alanda takip edilir ve yaşamın ilk 24 saati içinde gerekli testler için örnekler alınır. Bebeğin Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’ne yatışını gerektirecek bir sorunu olursa, burada da gerekli temas ve damlacık izolasyon önlemleri alınarak bebek kapalı küvözde izlenir. Hasta odasına girişler sınırlandırılır ve anne-baba da dahil olmak üzere ziyaretçi kabul edilmez. Gereken vakalarda ilaç kullanımı konusunda T.C Sağlık Bakanlığının güncel önerileri izlenir.
Emzirme:
Bu zorlu süreçte akılları kurcalayan bir diğer önemli soru da şüpheli veya kesin enfekte bir annenin doğumdan sonra bebeğini emzirip emziremeyeceğidir. Ne yazık ki eldeki kısıtlı veriler nedeniyle, şüpheli veya kesin COVID-19 olan gebenin bebeğinde anne sütü kullanımıyla ilgili kesinleşmiş öneriler bulunmamaktadır. Doğumdan sonra genel durumu iyi ve beslenebilecek olan her bebekte, annenin de sağlık durumu gözetilerek emzirme açısından iyi bir kar-zarar değerlendirmesi yapılmalıdır. Anne sütünün koruyucu bileşenlerinin genel olarak enfeksiyon hastalıklarına karşı koruyucu olduğu bilinmektedir. Henüz kanıtlanmış bir bilgi olmasa da, anne sütü alan bebeklerde spesifik COVID-19 antikorlarının bebeğe geçmesi ve koruyucu etki oluşturması mümkündür. Şimdiye dek anne sütü ile doğrudan COVID-19 bulaşı bildirilmemiştir. Ancak yine de memeden emzirme sırasında bebeğin anne ile çok yakın temas etmesi ve annenin solunum salgılarına doğrudan maruz kalması, anne sütünün sağılması ve transportu sırasında kirli ellerle kontamine olma olasılığı gibi riskler göz ardı edilemez. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (Centers for Disease Control and Prevention, CDC); uygun kişisel korunma önlemleri alındıktan sonra annenin bebeğini emzirebileceğini veya bebeğe sağılmış süt verilebileceğini bildirmektedir. Annenin ve bebeğin klinik durumu uygunsa “annenin bebeğini emzirmesi” için veya “sağılmış sütün” bebeğe verilmesi için aile ile görüşülerek ve onamları alınarak karar verilebilir. Olası bulaşı önleyebilmek için COVID-19 pozitif annelerin emzirmeleri sırasında ya da sütlerini sağarken mutlaka maske takması, emzirmeden önce 20 saniye süreyle etkin olarak ellerini yıkaması, tek kullanımlık havlu ile kurulanması, yüzük ve bilezik kullanmaması, bulunulan ortamın sık havalandırılması, kıyafetlerin 60-90 °C‘de normal deterjan ile yıkanması önemlidir. Annenin bebeğini öpmemesi ve sarılmamasına özen gösterilmelidir. Anneler emzirme döneminde bol sıvı tüketmeli, dengeli beslenmeli ve düzenli uyku almaya dikkat etmelidirler. Annenin veya bebeğin genel sağlık durumu emzirmeye elverişli değilse laktasyonun devamı için süt sağma işlemi uygulanmalıdır. Eğer süt sağılacaksa, anneye özel süt sağma ekipmanı temin edilmeli ve sağım işlemi ebe/hemşire gözetiminde yapılmalıdır. Süt sağma ekipmanları hastane enfeksiyon kontrol komitesi tarafından belirlenen temizlik prosedürü doğrultusunda, özel olarak ayrılmış farklı bir alanda temizlenmelidir.
Taburculuk Sonrası Sağlıklı Bebek İzlemi:
Evlerinden çıkamayan aileler hastaneden taburcu olduktan sonra yenidoğan bebeklerinin rutin sağlık kontrollerini yaptırmakta sorun yaşayabilirler. Bu durumda başta yenidoğan sarılığı, yetersiz beslenme ve kilo kaybına bağlı sıvı-elektrolit düzensizlikleri, doğumsal kritik kalp hastalıkları, doğumsal kalça displazisi, doğumsal endokrin ve metabolizma hastalıkları gibi pek çok hastalığın geç tanı alması ve buna bağlı bazı istenmeyen komplikasyonlar söz konusu olabilir. Bu nedenle bebekler hastaneden taburcu olmadan önce işitme taraması, kritik doğumsal kalp hastalığı taraması ve doğumsal metabolizma hastalıklarına yönelik topuk kanı alınması gibi tüm tarama işlemlerinin tamamlanmasına özen gösterilmelidir. Yenidoğan sarılığı açısından risk düzeyi belirlenerek, majör risk grubunda olan bebeklere mutlaka serum bilirubin ölçümü yapılmalı, kontrol randevu tarihi belirlenerek ailenin uyması sağlanmalıdır. Kontrol randevuların karşılandığı yenidoğan polikliniği hastanenin diğer bölümlerinden tümüyle ayrılmış, sterilizasyon ve izolasyon kurallarının eksiksiz uygulandığı bir alan olmalıdır. Her bebeğin kendi özelinde gereksinimlerine göre ilk 1 ay içerisinde mümkün olan en az randevu sayısı ile rutin takipler devam ettirilmeli, gerekirse akıllı telefon uygulaması veya internet üzerinden uzaktan takip programları oluşturulmalıdır. Çocukluk çağı aşılamaları hiçbir şekilde aksatılmamalıdır.
Doç. Dr. Özgür OLUKMAN