Dünyada her yıl 17 milyon kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Dünya Sağlık Örgütü; uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin en az %80'inin önlenebileceğini bildirmektedir. Her yıl 29 Eylül tarihinde kutlanan Dünya Kalp Günü ile, insanların bu hastalıklar hakkında farkındalığının artırılması, önlenmesine yönelik bilinçlendirme sağlanması hedeflenmektedir.
Kalp ve damar hastalıkları, yaşam tarzı, tütün kullanımı, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik ve psikososyal stres ile yakın bir ilişki gösterir. Bu hastalıklardan korunmak için uyulması pek de zor olmayan bazı basit kuralların yaşam tarzı haline getirilmesi gerekmektedir. Bu kurallar sağlıklı yaşamın 5 temel yapı taşını oluşturmaktadır.
5 adımla kalbinizi SEVİN!
Sigaradan uzak durun!
Birçok araştırma sigara içen kadın ve erkeklerde kalp krizi ve kalp krizine bağlı ani ölüm riskinin fazla olduğunu göstermiştir. Sigara içenlerde kalp-damar hastalığı riski içmeyenlere göre 4-6 kat daha fazladır. Günlük içilen sigara sayısı ve sigaraya başlama yaşı risk oranını katlandırmaktadır. Sigara başlıca, kan damarlarının doğal yapısını bozarak ve kandaki iyi kolesterol seviyesini azaltıp kötü kolesterol seviyesini artırarak zarar vermektedir. Ayrıca, sigara kullanımı kadın ve erkeklerde inme (felç) riskini de artırmaktadır.
Hareket edin!
Düzenli yapılan spor egzersizleri, kalp ve damar sağlığını hem direkt yolla hem de diyabet, hipertansiyon, obezite gibi diğer risk faktörlerini azaltarak indirekt yolla olumlu yönde etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda, haftada beş kez ve 30’ar dakika süreyle yapılan orta tempodaki aktivitelerin, kalp hastalığı ve inme riskini azalttığı gösterilmiştir. Kalp sağlığı için önerilen egzersizler, tempolu yürüyüş, bisiklete binme ve yüzme gibi aerobik egzersiz türleridir.
Kilonuza dikkat edin!
Obezite günümüzün önde gelen sağlık sorunlarından biridir. Yakın zamanlarda yapılan çalışmalar obezitenin sigara ve alkol kadar önemli bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Obezitenin kalp üzerine doğrudan ve dolaylı olarak birçok zararlı etkisi vardır. Kilo alımıyla birlikte kalp daha büyük bir vücut kitlesine kan pompalamak zorundadır ve bu kalbin iş yükünü arttırır. Ayrıca obezite ile beraber olan insülin direnci, kolesterol yüksekliği, damar duvarı hücrelerinin fonksiyon bozukluğu gibi patolojik durumlar da tabloya eklenince kalp hastalığı riski oldukça yükselir. Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için kişilerin düzenli kilo ölçümü yapması ve vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde edilen vücut kitle indeksinin 19-25 kg/m2 aralığında tutulması önerilmektedir.
Düzenli ve dengeli beslenin!
Beslenme tarzınız kalp hastalığı riskinizi etkilemektedir. Yeterli ve dengeli bir beslenme ile kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riski azaltılabilmektedir. Kalp ve damar sağlığı için yararı kanıtlanmış olan Akdeniz tipi beslenme benimsenmelidir.
Sağlıklı beslenme için; İşlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, deniz ürünleri, fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemişler sofranızda yer almalıdır. Kırmızı et tüketimi ve doymuş yağlar azaltılmalı, zeytin yağı ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmelidir. Şekerli ve gazlı içecekler, şekerli ve unlu hazır besinler ve işlenmiş karbonhidratlardan uzak durulmalıdır. Kullanılan tuz miktarı da kısıtlanmalıdır.
Tansiyon, şeker ve kolesterolünüzü ölçtürün!
Tansiyon, kolesterol ve kan şekeri yüksekliği ileri boyutlara varmadan önce yıllarca sinsi bir seyir gösterebilir. Vücudunuzda ağrı ve benzeri bir semptom olmadan da hipertansiyon veya diyabet hastası olabilirsiniz. Bu nedenle herhangi bir hastalığı olmayan sağlıklı bireylerin 40 yaşından sonra belirli periyotlarla aile hekimine başvurması, tansiyon, kan şekeri ve kolesterol ölçümü yaptırması tavsiye edilmektedir. Ailesinde kalp ve damar hastalığı bulunanların 40 yaşını beklemeden sağlık kurumuna başvurması daha uygundur.
Doç. Dr. Oktay ŞENÖZ